AMD (Yaşa Bağlı Makula Dejeneresansı)

AMD - yaşlanan gözlerinizi ihmal etmeyin...

AMD (MAKULA DEJENERESANSI) NEDİR?

Gözün arka kısmında bulunan retina tabakasının makula bölgesi cisimleri ayrıntılı ve net görmemizi sağlar. Terim, görme merkezinde (makula) yaş ilerledikçe ortaya çıkan bir bozukluğu anlatır. Batılı ülkelerde 65 yaş ve üzerindeki başta gelen görme kaybı nedenlerindendir. Yaşlı nüfustaki artış göz önüne alındığında bu hastalığın önemi de artmaktadır.

AMD (MAKULA DEJENERESANSI) NEDİR?

Makulanın normal fonksiyonunu yapmasını engelleyen makula dejeneresansının iki tipi vardır.

Kuru tip: Makula dejeneresanslarının %90’ı kuru tiptedir, erken dönemde makulada drusen adı verilen (retina tabakaları altına lipid yağlı-materyal birikmesiyle oluşan) sarı noktalar gözlenir. Bu evrede hastanın görmesi ciddi olarak etkilenmez. Kuru tipin ilerlemesi genellikle çok yavaştır, ancak çok ileri evrelerinde görme kayıpları görülür. Tedavisinde multi vitaminler yararlı olabilmektedir.

Yaş tip: Makulanın altında oluşan anormal damar yapısıyla veya kanamalarla karakterizedir. Hasta bölgede oluşan bozuk kılcal damarların retinaya doğru ilerlemesiyle oluşur. Yaş tip, ani görme kaybına yol açabilir. Kuru tipe oranla daha azdır fakat %80 oranında görme kaybı yapar. Özellikle hastanın bir gözünde zar oluşumu varsa, diğer gözü de tehlikededir. (Bir yıl içinde %22 oranında diğer gözde hastalık başlar)

Kuru Tip

Yaş Tip

Her iki tip birbirinden göz dibi muayenesi ve FFA (Fundus Fluoresceine Anjiografi) tetkiki ile ayırt edilir. Hastalar, çarpık görme, bulanık görme, küçük görme, bakılan alanda koyu bir leke görme gibi şikâyetlerle doktora başvurabilirler. Bazen hastalık belirti vermeyebilir. Bazı hastalarda şikâyetler başladıktan hemen sonra süratli bir görme kaybı meydana gelebilir.

RİSK FAKTÖRLERİ NELERDİR?

Makula dejeneresansının gerçek nedeni çok iyi anlaşılmış değildir. Yaş en önemli faktör gibi görünmektedir. Yaşam kalitesi yükselip, ortalama ömür süresi arttıkça hastalığın toplumda görülme sıklığı da artmaktadır. 55–64 yaş arasında risk %14 iken, 65–75 yaş arasında %20, 75 yaş üzerinde ise %37 olmaktadır. Kadınlarda erkeklere oranla biraz daha fazla görülmektedir. Kalıtım bir rol oynayabilir. Sigara içenlerde içmeyenlere göre fazla görülmesi bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Bazı araştırmacılar yüksek kan basıncının, güneş ışığının ve yüksek kolestrol değerinin de risk faktörleri olduğunu öne sürmektedirler.

TANI VE TETKİK YÖNTEMLERİ NELERDİR?

Hastaların gözbebeklerinin damlayla genişletilerek yapılan göz dibi muayenesinde ortaya çıkar. Amsler Kartı denilen ve hastaların evinde dahi kendilerini test etmelerine olanak sağlayan bir kartla çok küçük ilerlemeler bile anında tespit edilebilir. Tanıya yardımcı en önemli tetkik göz anjiosudur. Kol damarlarından tıbbi bir boyanın verilmesini takiben 10 dakika süreyle göz dibinin fotoğraflarının çekilerek, bozuk kılcal damarların varlığı araştırılmasından ibaret bir tetkiktir. Kullanılan boyaya göre (fluorescein veya indocyanin) iki ayrı tekniği vardır: FFA ve ICG. Bazı hastaların muayenesinde yaş tipten şüpheleniliyorsa ve atipik bir görünüm varsa, iki anjiografinin aynı anda yapılması gerekebilir.

ERKEN TANI NEDEN ÇOK ÖNEMLİ?

Bu hastalıkta ne kadar erken tanı konulur ve hasta takibe alınırsa, görme kaybı o derecede önlenebilmektedir. Yaş tipte, oluşan zar ne kadar küçükse başarı şansı o kadar artmaktadır. Kuru tipte, hasta takibe alınmakta ve genel sağlık açısından tavsiyelerde bulunularak önlemler alınabilmektedir. Ayrıca günümüzde yeni gelişen özel ilaçlarla, en azından hastalığın ilerlemesi yavaşlatılabilmektedir. Vitaminler; son yıllarda yapılan bazı çalışmalar antioksidan vitamin ve çinko alımının hastalığın seyrini yavaşlattığını ve görme kaybı riskini azalttığını göstermektedir.

Argon Laser Tedavisi (ALT); özellikle dejeneresans makula merkezinden uzakta olduğu yaş tip makula dejeneresanslarında lazer tedavisi önerilebilir. Lazer (fotokoagülasyon) tedavisi ile zar yok edilir. Lazer tedavisi uygulanan retina dokusu görme yeteneğini kaybetmektedir bu nedenle eğer dejeneresans makula merkezine yerleşmiş ise bu tedavi yapılamaz. Lazer tedavisi mevcut görmeyi korumak ve hastalığın ilerlemesini durdurmak için yapılır, kaybedilen görmenin geri dönmesi beklenemez.

Fotodinamik Tedavi (PDT); Yaş tip makula dejeneresansında uygulanan ve dünyada yaygınlık kazanan yeni bir tedavi yöntemidir. Bilinen lazerlerin dışında yeni gelişen bu tedavi yönteminde belli bir dalga boyundaki lazer ışığına hassas bir ilaç (visudyne) kol damarlarından verilir. Bu ilaç yalnızca anormal damar yapısının oluşturduğu doku tarafından tutulur. İlacın bu hastalıklı doku tarafından tutulmasından sonra sadece bu ilacın tutulduğu bölgeyi etkileyen, çevre dokulara zarar vermeyen ve yalnız bu hastalıkta kullanılan özel bir lazer uygulanır. Böylece yeni damar oluşumları selektif olarak yok edilebilmekte gözün hassas retina tabakası zarar görmeden, kılcal damarlar kapatılabilmektedir. PDT %70 oranında hastalığın ilerlemesini durdurmaktadır.

PDT sonrası hastaların 48 saat güneş ışınlarından korunması gerekmektedir.

FFA Görüntüsü

AZ GÖRMEYE YARDIMCI YÖNTEMLER

Yaş tip makula dejeneresanslarının büyük bir kısmi ile son döneme gelmiş kuru tipin ne yazık ki tedavisi yoktur. Merkezi görmelerini kaybeden bu hastaların yaşamlarını kolaylaştırmak için bir takım yardımcı yöntemler vardır. Basit bir el büyütecinden, yazıları büyütüp TV ekranında görünür hale getiren sofistike sistemlere kadar uzanan bir çok az görmeye yardımcı sistemler vardır. Günümüzde en çok kullanılan sistem teleskopik gözlüklerdir.

Amsler Grid Kartı

Bu şekle bu metinleri normal okuma uzaklığınızdan (ve varsa yakın gözlüğünüzle), bir gözünüzü kapatarak diğer gözünüzle şeklin ortasındaki noktaya bakınız. Sonra işlemi diğer gözünüzle de tekrarlayınız. Çizgilerde kırılma, çarpıklık, siliklik, karanlık bölgeler v.b. bozukluklar varsa hemen göz hekiminize başvurunuz. Bu test Makula Dejeneransının teşhisinde kullanılsa da asıl teşhis ancak detaylı göz muayenesi ile konulabilir.